Körler Ve Kayak Sporu

  BİRLİKTE ENGELLERİ AŞMAK BÖYLE OLUR! Engelliler ve kayak sporu

Kerim Ve Selim Altınok kayak yaparken  Kerim kar sapanı yapıyor Selim kar sapanıyla Uludağ Yamaçlarında

Her şey bir telefonla başladı. Şubat ayının son haftası idi sanırım. Cep telefonum çaldı. Karşımda tok bir ses. Kulüp başkanı Aydın Bey’in güçlü sesi... Engellilerle ilgili bir kayak kampı projelerinin olduğunu, buna katılmayı düşünüp düşünmeyeceğimizi soruyor. Doğrusu ya, bu güne kadar bir görme engellinin kayak sporu ile uğraştığını pek duymamıştım. Telefonu kapattıktan sonra kardeşim Kerim ile konuşuyoruz. Telefonda bana anlatılanları ona aktarıyorum. Biraz şaşkınlık var hâlâ. Ama fazla tereddüt etmiyoruz. Ertesi sabah Aydın Bey'i arayıp etkinliklerine katılmak istediğimizi bildiriyoruz. 21 Mart ile 25 Mart tarihleri arasında Bursa Uludağ’da ki kayak merkezine gidilecek. Bir otelde kalınarak değişik engel gruplarından arkadaşlarla birlikte yakındaki kayak alanında çalışılacak. Oldukça heyecan verici bir proje. Bu arada iki yıldır bu etkinliğin yapıldığını ve belirli bir deneyim kazanıldığını öğreniyoruz. Günler geçiyor. Nihayet 21 Mart tarihi geliyor. Valizlerimizi hazırlayıp otobüsümüzün hareket edeceği Tophane Engelliler Merkezi’ne gidiyoruz. Görmeyen, ortopedik engelli ve spastik engelli arkadaşlardan oluşan 15 kişi projeye katılıyor. Organizasyonu gerçekleştiren İstinye Rotary Kulübü'nün üyeleri gelmişler. Onları sonraki günlerde daha yakından tanıma fırsatını buluyoruz. Kulüpte yirmi kadar üye var. Bu sayı büyük bir rakam değil belki ama birbirine ve engellilerin çok şeyleri yapabileceğine inanmış yirmi insan elbette bir çok işi başarabilir! Geçen günler bunu tüm netliği ile ortaya koyuyor. Bizimle birlikte Uludağ’a Rotary Kulüp Başkanı Aydın Çetin Bey ve on civarında kulüp üyesi geliyor. Tophane Engelliler Merkezi’nden bir sosyolog arkadaşla spastik engellilerin öğretmenleri de kafilenin içindeler. Başkan,otobüse, güçlü bir sesle takım kaptanının arkadaşlarını motive ederken kullandığı gür bir tonla hepimizi selâmlayarak âdeta rüzgar gibi biniyor. Rotary ekibinin içinde hanımlar ve beylerin yanı sıra genç Rotaraktlar da var. Daha ilk dakikalardan itibaren hepimiz merhabalaşmaya ve dostluklar kurmağa başlıyoruz. Rahat bir yolculuğu takiben, öğleden sonra üç sularında Uludağ’da kalacağımız otele varıyoruz. Tesis çok güzel ve konforlu. İlk gün olduğu ve yol yorgunu olabileceğimiz düşünülerek, hemen odalarımıza yerleşip dinlenmeye çekiliyoruz. Bu gün kayak yok. Herkes lobide içilen çayları takiben bir salonda toplanıyor. Kulüp üyeleri ve etkinliğe katılan müstakbel kayakçılar tek tek kendilerini tanıtıyorlar. Hem de ilginç bir yöntemle... Herkes kendini değil, az önce konuştuğu arkadaşını tanıtıyor. Bu tanıtımdan sonra Başkan Aydın Bey "Arkadaşlar artık burada engelli filan yok" diyor. Gerçekten de öyle! İnanılmaz bir dostluk havası o dakikadan itibaren ortalığı kaplamış durumda! Odalarda televizyon izlenerek ya da sohbetle geçirilen birkaç saatten sonra akşam yemeği yeniyor. Gece otel lobisinin yanındaki salonda müzik yapıp çay ve kahvelerimizi yudumluyoruz. Ertesi sabah ilk hazırlıklar yapıldıktan sonra kafile olarak otelin hemen yakınındaki Kayakevine gidiyoruz. Ortopedik engelli biri ile bir görmeyen kolkola yürüyor. Herkes birbiri ile yanyana! Güle oynaya kayakevine giriyoruz. Heyecanımız oldukça fazla! Tulumlarımızı, kayaklarımızı ve onlara takılacak şekilde yapılmış özel botlarımızı seçip üzerlerine adlarımızı yazdırıyoruz. Bundan böyle tüm kayışlarımızda üzerinde adımız yazılı takımları kullanacağız.

Selim Kayak Hocasıyla Uludağ'da Kerim kayak yapıyor Kerim-Selim,kayak hocası ve arkadaşları

Öğleden sonra artık hepimiz kayak alanındayız. Mevsim sonuna yakın olunduğu için hava çok soğuk değil. Bol güneş var. Kar yağışı söz konusu bile değil. Karların çoğu da erimiş. Ama hâlâ bize yetecek kadar kar var. İlk hocalarımız bu bölgede bulunan Jandarma Komutanlığına bağlı jandarmalar. Gencecik ve çok özverili arkadaşlar. Rotaryenlerden de yıllardır kayakla uğraşan dostlar var. Onlar da yardımcı oluyorlar. Kayaklarımızı ellerimize alıp biraz yukarı tırmanıp aşağıya kaymayı deniyoruz. Bol bol düşüyoruz elbette. Ha gayret! Olacak... Resimler çekiliyor, digital kamera ile filme çeken arkadaşlar da var.O gün hepimiz kayma yolunda ilk adımlarımızı atıyoruz.İkinci gün profesyonel kayak hocaları da geliyorlar.İlk günün deneyimi ile hocaların ustalığı birleşince ortaya muhteşem bir sonuç  çıkıyor. İnanılmaz bir şey bu kayıyoruz!

 

Hoca ile telesiyej adı verilen bir itici alet sayesinde yukarılara çıkıyoruz. Ondan sonra ver elini aşağısı.Kaymak çok farklı bir duygu! Gerçek bir heyecan ve mutluluk! Bir görme engelli için iki tekerlekli bisiklete binmek ya da uçmak gibi bir duygu. Kayarak aşağı indiğimizde genellikle alkışlarla karşılanıyoruz. Özellikle yerel basın bu sahnelere ilgi gösteriyor. Televizyon kanalları da var. Akşam saatlerinde odalarımızda dinlenirken hâlâ ayaklarımızın altından kayan zemini hissediyoruz sanki. Bu çok hoş bir duygu. Her şey çok güzel! Yemekler enfes! Akşam yemeklerinde iyi ve hafif açılmış kolonlardan yükselen canlı müzik yemeğe eşlik ediyor. Bir akşam yemekten sonra hep birlikte halay çekiyoruz. Ama onun öncesinde halaya uyabilmek için gündüz saatlerinde görme engelli arkadaşlar bir ön çalışma yapıyoruz. Bu pratik, akşam çok işe yarıyor. Üçüncü gün yine kayıyoruz. Artık zirveye tırmananların, tek başına kayanların sayısı bir hayli fazla. Hatta tek başına kayan ve hızını alamayan bir ortopedik engelli bayan arkadaşımızın o hızla pist dışına çıkmasını sevgili Aydın Başkan arkadaşımızı tutup durdurarak son anda engelliyor. Üçüncü gün sonunda açık havada bir mangal partisi yapılıyor. Hepimiz mutlu yüzlerle şakalaşarak açık havada yemek yemenin ayrıcalıklı zevkine varıyoruz. Bize yardımcı olan kayak hocaları ile jandarma arkadaşlar da bizlerle birlikteler. Bu arada yemekten hemen önce yapılan bir törenle onlara teşekkür ediliyor. Kaldığımız Beceren Otel’in sahiplerine de sponsorlukları ve güzel ağırlamaları dolayısıyle teşekkür belgesi veriliyor. Üçüncü günün akşamında Bursa’ya inip bir başka otele yerleşiyoruz. Bu gece güzel bir restoranda kapanış yemeği ve töreni var. Minibüslerle restorana geliyoruz. Kapanış töreninde kayak yapan engellilere sertifika ve kayağı simgeleyen kristal bir süs eşyası veriliyor. Bir Bakanımız da davetliler arasında. Konuşmasını yapıyor. Rotary Kulübü yetkililerinin konuşmalarının yanı sıra İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı da bir konuşma yapıyor. Seremoniden sonra Görme Engelli Stand-up sanatçısı Barbaros Uzunömer bir program sunuyor. Kapanışta ise hemen hemen her gece olduğu gibi biz Selim ve Kerim Kardeşler müzik yapıyoruz.
 
    Ertesi sabah dönüş yolundayız.Her şeyi ile mükemmel bir organizasyonun ardından daha çok şeyler söylenebilir. Bu proje, bir şeye inanan insanların neleri gerçekleştirebileceği konusunda güzel bir örnek aslında! Herkes büyük bir iyi niyet ve özveri ile çalışınca ortaya unutulmaz bir dört gün çıktı. Öyle anlar yaşandı ki, belki bunları ömür boyunca unutmayacağız. Telefonlar mail adresleri alındı. Yeni dostluklar kuruldu. Kafilenin engelli üyeleri kendi aralarında ya da diğerleri ile tam anlamıyla kaynaştı. Önemli olan engelli ya da engelsiz olmak değil insan olmaktı! İnsana inandığınızda ne güzel sonuçların ve tabloların ortaya çıkacağını bu projeye katılanlar yaşayarak gördüler. Bu etkinlikle, toplumumuza da, engellilerin fırsat verildiğinde neleri başarabilecekleri hakkında önemli mesajlar verilmiş oldu. Dileriz ki bu mesajlar yerine ulaşmıştır.
Daha nice anlamlı projelere elele!
Organizasyonu gerçekleştiren İstinye Rotary Kulübü üyelerine, sponsorlara ve katkıda bulunan tüm dostlara gönül dolusu teşekkürler.
Selim Altınok